26 Kasım 2015 Perşembe

Asbest kullanımı ve ticari kullanımı

Asbest kullanımı ve ticari kullanımı


  • Temel maddesi asbest olan ürünler, uzun ve nitelikli liflerin, tıpkı yün ve pamuk gibi örülmesi ya da dokunmasıyla elde edilen asbest ipliğinden yapılır. Bu ürünler arasında yalıtıcı bantlar, giysiler, contalar, ambalaj malzemesi, halat ve gaz filtreleri sayılabilir. Ateşe dayanıklı eldivenler ve giysilerle,-yanmayan tiyatro perdeleri de bu yolla yapılır. Bu uygulamalarda malzeme, bazen tellerle güçlendirilmiş ya da grafit ve kauçuk emdirilmiş olabilir.
    Kısa lifler (talaşlar), en eskisi ve en iyi bilineni asbest çimentosu olan karışık malzemelerde kullanılır. Asbest çimentosu, XIX. yüzyıl sonlarında Viyanalı bir kağıt ve tahta yapımcısı tarafından bulundu. Talaşa % 20 lif ve % 80 çimento eklenerek elde edilen bu güçlü madde, ilk kez, bir kenarı 40 cm olan kare biçimli düz levhalar halinde pazarlandı.
    Lif ve çimento suda karıştırılarak, bir bulamaç hazırlanır. Bu karışım,hareketli bir kayış üzerine sıvanır ve suyu akıtılır. İnce kaplama daha sonra yeni tabakaların, oluşturulduğu döner bir silindir üzerine alınır; yeterince kalınlaşmca, henüz ıslak ve esnekken, istenen biçim verilir. Üç hafta kurumaya ve olgunlaşmaya bırakılır. Asbest çimentosu levhaları ateşe dayanıklı ve hava geçirmez olduğundan, yapılarda dış kaplama olarak yaygın biçimde kullanılır. Çeşitli maddelerin katılmasıyla ısı ve ses geçirmezlik gibi başka yararlı özellikler de kazandırılan asbest çimentosundan, tavan ve iç duvar kaplamalarında yalıtıcı tabaka olarak yararlanılır.
    Asbestin başka bir kullanım alanım da basınçlı borular oluşturur. Günümüzde bunlar genellikle, dönen metal bir mil üzerine kalın bir tabaka halinde asbest bulamacı sıvanarak üretilir. Bulamaç, 5 metre kadar uzunlukta olabilen milin üzerine yapıştırılır ve bir uçtan kaydırarak alınıp fırında kurutulur.
    Asbest lifleri aynı zamanda, pekiştirilmiş plastik yapımında cam yünüyle birlikte de kullanılır. Öteki tipik uygulamaları arasında ise BORU HATLARI’ndaki aşınmaya dayanıklı astarlar, kimyasal maddeler için depolama tankları ve otomobil parçalan için kırılmaz kalıplar sayılabilir. Atmosferi hızla geçen roketlerde gerekli olan ısı gömleği de, asbestli plastikten yapılmaktadır.
                                                www.istanbulasbestsokumu.com/

Şehir Ortamında Standart Asbest Maruziyeti

Şehir Ortamında Standart Asbest Maruziyeti


PLEVRAL PLAK Asbest maruziyetine bağlı olarak en sık oluşan ve pariyetal plevrada yerleşmiş subplevral benign fibröz lezyonlardır. Akciğer filminde yüksek dansiteli ve belli bir segmente sınırlı olmayan ve sıklıkla bilateral lezyonlar olarak görülürler. Çoğu zaman apeksler ve kostoftenik sinüsler tutulmaz. Uzunlukları birkaç mm’den cm’ye değişebilir.Aynca, perikart ve plevranın mediastinal kısmında da yerleşebilirler. Çok az miktardaki asbest teması ile de oluşurlar. Radyolojik olarak tespit edilebilen PP insidansı genel populasyonda % 0-1.3, asbeste maruz kalan işçilerde ise % 0.1-58. Çok az miktardaki asbest lifi bile PP oluşumu için yeterli. Plevral plak ile karsinom arasındaki ilişki şüpheli DİFFÜZ PLEVRAL KALINLAŞMA-1 Kostofrenik açıyı da kapsayacak şekilde plevranın kraniokaudal yönden en az 8-10 cm, lateral en az 5 cm olacak şekilde 3 mm’den daha fazla kalınlaşmasıdır (Genellikle 4. interkostal mesafede başlar). Plevral plak paryetal plevrayı etkilerken DPK, genellikle visseral plevranın hastalığıdır. Plevral plakların aksine kostofrenik açı, apeks ve interlober fissürler de tutulabilir. Tedavisinde genellikle cerrahi dekortikasyon yetersizdir. DİFFÜZ PLEVRAL KALINLAŞMA-2 Oluşumunda 3 farklı mekanizma öne sürülmüştür. 1. Büyük plevral plakların birleşmesi 2. Visseral plevrada yoğun fibrozis gelişmesi ve sonuçta pariyetal ve visseral plevrada adezyon gelişmesi (Olguların % 10-30’unda bu mekanizma sorumlu) (Asbest lifleri tarafından makrofajların uyarılması Bunlardan bazı sitokin ve büyüme faktörlerinin salınması Fibroblastik aktivitenin stimülasyonu 3. Benign plevral effüzyonun fibrotik rezolüsyonu Bu da sonuçta DPK ile sonuçlanır. Bilateral plevra sıvı ROUNDED ATELEKTAZİ (BLESOVSKY SENDROMU) Plevral yüzeylerin birbirleriyle kaynaşması sonucu komşu akciğer dokusunda meydana gelen atelektatik görünümdür. Radyografik olarak akciğer bazalinde subplevral yuvarlak bir kitle olarak görülür. Damar ve bronş yapısının lezyona doğru yönelmesi-comet tail- komşuluğundaki plevranın kalınlaşmış olması ve o lobta hacim kaybı önemli CT bulgularıdır ROUNDED ATELEKTAZİ-2 Asbest maruziyeti Paryetal ve visseral plevranın kalınlaşması Bu iki plevral yaprağın birbirine yapışması Kaynaşan plevral yaprakların hemen bitişiklerindeki akciğer dokusunu immobilize etmeleri İmmobil akciğerin atelektaziye uğraması Kendi etrafında dönmesi ROUNDED ATELEKTAZİ ROUNDED ATELECTASIS Round atelektazi ASBESTOZİS İnterstisyum ve alveol boşluklarında inflamatuar hücre birikimi hem parenkimal hasar hem de bunu izleyen fibrozise neden olur. Olayı başlatan esas hücre makrofajlardır. Nötrofil, eozinofil ve lenfositlerde ayrıca rol oynar. En erken saptanan patolojik değişim respiratuar bronşiollerin duvarında saptanan fibrozistir (nonspesifik bulgu). Daha sonra terminal bronşioller ile alveoler duktusların duvarlarında komşu alveoler septalarda fibrozis oluşur. Alveol, alveoler duktus ve respiratuar bronşiollerin obliterasyonu sonucunda bal peteği görünümü oluşur. BENİGN ASBEST PLÖREZİSİ o Asbeste bağlı plevral hastalıkların en erken oluşan formudur. o Genelde az miktarda ve tek taraflı olup asemptomatiktir. o Spontan olarak birkaç ay içinde kaybolursa da bazen tekrarlayabilir. o Sıvı eksudatik vasıfta olup serohemorajiktir. Sıvıda eozinofili saptanabilir. BENİGN ASBEST PLÖREZİSİ Asbest temasından birkaç yıl sonra ortaya çıkabileceği gibi bu latent süre bazen 50 yılı bulabilir. Hastalığın patogenezi tam bilinmiyor. Asbest liflerinin makrofajlar ve lenfatikler aracılığı ile plevraya ulaşması Mekanik irritasyon oluşturması Kemotaktik aktivitenin stimülasyonu(Özellikle IL-8) PNL’lerin uyarılması Eksudatif vasıfta plevral effüzyonun oluşması (?). BENİGN ASBEST PLÖREZİSİNDE TANI 1- Ananmezde asbest maruziyeti 2- Plevral efüzyonun diğer nedenlerinin ekarte edilmesi 3- Efüzyonun benign olduğunu doğrulamak için en az 3 yıllık takip ASBEST VE AKCİĞER KANSERLERİ Asbestin akciğer kanser oluşturması için gerekli durumlar (mezotelyoma için bu geçerli değil) Asbestozis Sigara içilmesi (Sigara içenlerde polisiklik hidrokarbon deriveleri gibi bazı karsinojenlerin, liflerin yüzeyinde tutularak asbestin yoğun biriktiği bölgelerde karsinojen konsantrasyonunun yükselmesi sonucu kanser riski artması ???, asbest liflerinin diğer karsinojenlerin oluşturduğu DNA hasarını çok belirgin olarak artırması ve aynı zamanda kendisinin serbest oksijen radikalleri aracılığı ile DNA hasarı oluşturması) Sonuçta sigara, asbest ve fibrozis gibi üç karsinojenik etkenin sinerjistik olarak çalışması kanser riskini belirgin olarak artırır. Malign Plevral Mezotelyoma Mezotelyoma, seröz zarları örten tek katlı epitelden kaynaklanan ve etyolojisinde en fazla asbestin suçlandığı tümöre verilen isimdir. o Mezotelyoma etyolojisinde en fazla suçlanan etken asbest lifleri ve özelikle krokidolit lifidir. Uzun liflerin bronş epitelini hasarlandırması ve akciğer dokusuna penetrasyonu çok yüksek olduğundan bunlar daha karsinojenik kabul edilir. o Mezotelyoma oluşumunda bildirilen bazı risk faktörleri şunlardır. Kümülatif maruziyet Asbest lif tipi İlk maruziyetten sonra geçen süre Genetik faktörler Erkek cinsiyet MEZOTELYOMA Pass HI. Clinical Lung Cancer, 2001 Mezotelyoma nadir görülen bir hastalıktır ve gelişmiş ülkelerde insidansı kadınlarda 1-5 milyon/yıl iken erkeklerde bu oran 5- 10 kat daha yüksektir. Güney Afrika veya Avustralya gibi ülkelerde ağır derecede asbeste maruz kalanların % 10’unda mezotelyoma gelişir. Semptomlar o Hastaların başvuru anındaki yaşı ortalama 50 yaştır. o Olguların yaklaşık % 25’i 40 yaşın altında. Mesleksel temas sonucu gelişen mezotelyomada ise hastalar daha yaşlı. o Çevresel nedenli MPM olgularında E/K oranı 1.1 ile 1.9 arasında değişmekte; yani nispeten eşit. o Semptomların başlaması ile Dr.a başvurmaları arasında geçen süre ortalama 5 ay. KLASİK MEZOTELYOMA ŞÜPHELİ OLGU, 15 YILDAN FAZLA ASBEST TEMASI OLUP TEK TARAFLI PLEVRAL SIVI VE PLEVRAL KALINLAŞMASI OLAN VAKADIR. STANDART AKCİĞER RADYOGRAFİSİ o En sık saptanan bulgu, akciğer periferinde irregüler nodüler opasiteler ve buna eşlik eden ipsilateral plevral sıvıdır. o İleri dönemlerde hemitoraksın tümünü kapsayan plevral kitle, aynı alanda hacimde azalma veya artış vs saptanır.
http://www.istanbulasbestsokumu.com/

Asbest Hastalığı

Asbest Hastalığı

Akciğer zarı tümörlerinin büyük bir kısmı metastatik kanserlerden kaynaklanmaktadır. Primer tümörlerinin oranı yüzde 3’ü geçmemektedir. En sık görünen plevral mezotelyoma (akciğer zarı) tümörü; akciğer zarının yanı sıra karın zarı, nadir olarak da kalp zarından kaynaklanmaktadır. Tümörün ülkelere göre dağılımı, bölgelere göre değişiklik göstermektedir.
ÇOK YAYGIN KULLANILIYOR
Asbest denilen maddeye maruz kalmak kanser oluşumu için çok önemlidir. Bu hastalığa yakalananların öykülerinde, yüzde 70 asbestle temas bulunmaktadır.
Asbest ile akciğer zarı tümörleri arasındaki ilişki, bilim adamları tarafından ilk kez 1960’da ortaya çıkarılmıştır.
Mesleksel maruz kalmanın dışında çevresel asbest tehdidi de özellikle Türkiye için önemli bir sorundur.
Asbest; Güneydoğu Anadolu’nun kırsal alanlarında halen evlerin boyanmasında yaygın olarak kullanılmaktadır.
ORTALAMA OLGU YAŞI 60
Asbest, genellikle en çok Kanada’da üretilir ve dünyada pek çok endüstriyel faaliyetlerde rol oynar. Çatı kaplamalarından izolasyonlara ve araba balatalarına kadar hayatımızın pek çok alanına girmiştir. Dünyada kontrol altına alınmaya çalışılsa da Kanada’da hâlâ büyük oranda kullanılan en büyük gelir kaynaklarından biridir.
Akciğer zarı kanserleri, adeno karsinom grubuyla karıştırılabilir. Patologların bu iki hastalığın ayrımını çok iyi yapması gerekmektedir. Akciğer zarı kanserlerinin görülme sıklığı 40 ila 70 yaşları arasında yoğun olup ortalama olgu yaşı 60’tır.NEFES DARLIĞI İLE ORTAYA ÇIKIYOR
Akciğer zarı tümörleri; göğüs ağrısı ve nefes darlığı ile belirti verir. Olguların yüzde 95’inde başlangıçta akciğer zarında sıvı mevcuttur. Öksürük, kilo kaybı ve ateş görülebilir.
Tümörün büyümesi ile plevral zar arasındaki boşluk tamamen kaybolur. Akciğer tamamen tümöral doku ile çevrelenir ve çalışamaz duruma gelir.AĞRILAR ARTAR
Yutma güçlüğü, tümörün sinirler üzerine baskı yapması nedeniyle ses kısıklığı, kalp zarında sıvı toplanması, kafada ödem ve ağır nefes darlığı oluşması durumunda acil müdahale gerekir.
Hastalık belirtileri dayanılmaz ağrılara neden olur. Tümörün ilerlemesi ile nefes darlığı ve ağrının dozu artar. Akciğer zarını zırh gibi saran tümör, akciğerin hareketlerini sınırlar.TEDAVİYİ DESTEKLEMEK İÇİN ŞEKERSİZ KAHVE
Günde bir tatlı kaşığı zerdeçal tüketilmesi ve hastanın beyaz şeker, beyaz un ile esmer şekerden tam olarak uzak durması gerekmektedir.
Günde beş fincan şekersiz kahve içilmesinin de tedaviyi desteklediği bilinmektedir.
Boswelia Serrata adlı bitkinin akciğer yapışıklığını azalttığı, astragalus bitkisinin ise hayvan deneylerinde faydalı olduğu iddia edilmektedir.
İdrar söktürücü olarak maydanoz, kiraz sapı, mısır püskülü, avokado, defne yaprağı gibi çaylar tavsiye edilir.
Yeşil çay, ısırgan yaprağı ve kökünün faydaları da hayvan deneylerinde görülmüştür.TEŞHİSTE MR’IN ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ
Akciğer zarı kanseri olgusu, akciğer filminde sıvı ile gözlenir. Akciğer zarında kalınlaşma, nodül veya kitleler yaygın olarak izlenir. Hastalığın yaygınlığının saptanmasında bilgisayarlı tomografi (BT) etkilidir.BİYOPSİ İLE NETLEŞİR
Hastaların yüzde 92’sinde zarda kalınlaşma, yüzde 74’ünde sıvı görülür. Diğer ciğerde de sıvı birikimi ve kistik kalınlaşmalara rastlanır. MR yani manyetik rezonans görüntülemesi ise bu hastalığın teşhisinde önemli rol oynar.
MR sonucunda akciğer zarında toplanan sıvı; koyu, yapışkan, bazen kanlı sıvı olarak gözükür.
Ultrason (USG) eşliğinde trucut biyopsi de teşhisi netleştirmeye yardımcı olur. Ayrıca açık biyopsi de çok daha garantili sonuçlar verir.
www.istanbulasbestsokumu.com

20 Kasım 2015 Cuma

Asbest Tespit ve Söküm Uzmanlığı

Asbest Anadolu’nun birçok yöresinde bulunmakta ve halkımız tarafından bilinçsizce kullanılmaktadır. Köylüler, asbesti evlerinin damlarına sermek, evlerini badana yapmak için ve küçük çocuklarda pudra yerine kullanırlar. Amasya bölgesinde ve Kayılar yörüklerinde ise bebekler, höllük toprağı olarak bilinen ısıtılmış asbestle sarılm
aktadır. Bu uygulamalar sırasında havaya karışan asbest lifleri yoğun şekilde solunur. Asbest, onu topraktan çıkaran ve kullanan köylülerden başka, asbestin kullanıldığı endüstri alanlarında çalışan işçiler için de çok zararlıdır. Diyarbakır’ın Çermik ve Çüngüş, Eskişehir’in Mihalıççık, Kaymaz ve Çifteler, Denizli’nin Tavas, Kütahya’nın Aslanapa ve Gediz, Konya’nın Ereğli, Halkapınar, Karaman’nın Ayrancı, Sivas’ın Yıldızeli, Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesine bağlı Büyüktatlı ve Şarkışla, Şanlıurfa’nın Siverek Elazığ’ın Maden ve Palu ilçeleri ülkemizde asbeste bağlı hastalıkların sık görüldüğü yerlerdir. Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, kansere neden olan asbestin, Türkiye’de üretim, kullanım, piyasa arzı ile asbest içeren eşyaların piyasaya arzını 31 Aralık 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasakladı. Asbest ya da amyant, ısıya, aşınmaya ve kimyasal maddelere çok dayanıklı lifli yapıda kanserojen bir mineral. Halk arasında ak toprak, çorak toprak, gök toprak, çelpek, höllük veya ceren toprağı gibi isimlerle de bilinir
3.000′ den fazla kullanım alanı olan asbestten, özellikle gemi, uçak, otomobil sanayiinde, makine konstrüksiyonlarında yağlayıcı madde ve sızdırmazlık elemanı olarak, inşaat sektöründe, ısı ve ses izolasyonunda yaygın olarak yararlanılmıştır.

19 Kasım 2015 Perşembe

155 sayılı sözleşme ne diyor?

ILO’nun 1981 yılında kabul ettiği 155 sayılı sözleşme, iş güvenliğinde üye ülkelerin izleyecekleri ana politikaları belirliyor. Sözleşmeye göre, üye ülkeler işle bağlantılı olan veya işin yürütümü sırasında ortaya çıkan kaza ve yaralanmaları, çalışma ortamında bulunan tehlike nedenlerini mümkün olduğu ölçüde asgariye indirerek önlemekle yükümlü olurken; yapılması gereken bazı düzenlemeler de şöyle sıralanıyor: “İş sağlığı ve güvenliği ve çalışma ortamı ile ilgili durum; sorunların tespiti, bunların çözümü için etkin metotların geliştirilmesi, öncelikler ve sonuçların değerlendirilmesi amacıyla, ya top yekun, ya da belirli alanlar itibariyle belirli aralıklarla gözden geçirilecektir. İş sağlığı ve güvenliği ve çalışma ortamına ilişkin ilgili mevzuatın uygulanması uygun ve yeterli bir denetim sistemi ile güvence altına alınacaktır. Yürütme sistemi, mevzuat ihlallerine karşı yeterli cezalar öngörecektir. Yasal yükümlülüklere uymalarına yardım amacıyla, işverenler ve işçiler için yol gösterici tedbirler alınacaktır.”

Türkiyeye, dünyada iş güvenliğine uymadığı için incelenen tek ülke oldu

Türkiye, dünyada iş güvenliğine uymadığı için incelenen tek ülke oldu
Son yıllarda yaşanan iş kazaları sonrası, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye’yi 25 ülkenin yer aldığı ‘kısa liste’ye aldı. Artık Türkiye’nin iş güvenliği konusunda ILO’yu ikna etmesi gerekecek. Aksi takdirde Türkiye, bu yıl ilk iş kazaları nedeniyle ‘utanç listesi’ne girecek.
ULUSLARARASI Çalışma Örgütü’nden (ILO) Türkiye’ye kötü haber var. ILO’nun Cenevre’de yapılan yıllık toplantılarında, Türkiye iş güvenliğinde ILO sözleşmelerini imzaladığı halde uygulamayan 25 ülke arasına girdi. 10 Haziran’da da Türkiye’nin durumu yapılacak toplantıda tüm ILO üyeleri tarafından değerlendirilecek. Değerlendirmenin ardından Türkiye’nin hemen hemen her yıl işçi haklarına yönelik eksik uygulamları nedeniyle girdiği ‘utanç listesi’ne yine dahil olma riskiyle karşı karşıya.
TEK ÜLKE OLACAK
İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan ILO, her yıl Cenevre’de toplanan Uluslararası Çalışma Konferansı’nda uluslararası asgari çalışma standartlarını ve ILO’nun genişletilmiş politikalarını masaya yatırıyor. Ayrıca ILO sözleşmelerini imzalayan ülkelerin durumunu mercek altına alıyor ve ILO koşullarına uymadığı belirlenen 25 ülkeyi “kısa listeye” (Short list) alıyor. Bu kapsamda geçtiğimiz günlerde çalışmalarına başlayan konferansta, Türkiye’nin de kısa listeye girmesine karar verildi. Maden faciaları ve arka arkaya yaşanan iş kazalarının söz konusu kararın en önemli nedeni olduğuna vurgu yapılırken; Türkiye’nin listeye 155 sayılı iş güvenliği sözleşmesine uymadığı için giren tek ülke niteliğinde olduğu belirtiliyor.
TÜRKİYE MASADA
Türkiye’nin kısa listenin ardından ILO’dan uyarı veya kınama alabileceği ‘utanç listesi’ne girme ihtimali bulunuyor. İlk olarak 10 Haziran’da Türkiye’dek iş güvenliği uygulamaları ve sorunları ILO’da tartışılacak. Yetkililer daha sonraki aşamaları ise, “Bu konunun konferansta görüşülmesi, bu alanda hükümetin önlem almasına yönelik tavsiyeleri içeren bir dizi kararın benimsenmesi ile neticelenecektir. Hükümet ise konuyla ilgili çalışmalarını raporlayacak. Bu raporun son teslim tarihi 1 Eylül 2015. Uzmanlar Komitesi, bu raporu bu yılın kasım-aralık ayında inceleyecek” olarak açıklıyor.
BÜYÜK BİR PRESTİJ KAYBI
BİR yetkili Türkiye’nin ILO tarafından kısa listeye alınmasının “prestij kaybına” yol açacağını belirtti. Yetkili şu bilgileri verdi: “Uluslararası Çalışma Konferansı sırasında bir ülkenin Sözleşmelerin Uygulanması Komitesi tarafından kısa listeye alınarak görüşülmesi, o ülkede ILO Sözleşmelerinin uygulanmasıyla ilgili bir takım sıkıntıların olduğunu tüm dünyaya göstermekte, bu da görüşülen ülke açısında bir prestij kaybına sebep olmaktadır. Dolayısıyla burada cezai bir yaptırım sözkonusu olmayıp, daha çok caydırıcılık faktörü ön plandadır.”
İŞ CİNAYETLERİ AZALMIYOR
İŞÇİ Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’ne göre, 2014 yılında Türkiye’de bin 886 çalışan hayatını kaybetti. 301 kişinin can verdiği Soma’nın yanı sıra, Torunlar ve Ermenek’teki facialar sonrasında iş güvenliği alanındaki sıkıntılar kamuoyunda uzun bir süre tartışıldı. İSİG’in verilerine göre bu yıl da ocak ayında en az 128, şubat ayında en az 85, mart ayında en az 139, nisan ayında ise en az 130 işçi olmak üzere toplam 482 işçi hayatını kaybetti.
Kaynak: hurriyet.com.tr

18 Kasım 2015 Çarşamba

Basınçlı Ekipmanların Periyodik Muayenesi

Basınçlı Ekipmanlar

Makinelerin veya parçalarının zamanla işlevini yitirmesi iş kazaların artmasına neden olmaktadır. Bu yüzden gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması bir gereklilik olmuştur.
İş Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’ne göre işletmelerde kullanılan basınçlı kapların periyodik kontrollerinin konularında uzman olan yetkin personel tarafından yapılması zorunlu hale getirilmiştir.
İş Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü”ne göre basınçlı kapların yılda 1 (bir) kez periyodik kontrollerinin yapılması gerekmektedir. Genel olarak basınçlı kaplar aşağıda belirtilmiştir.

Basınçlı Kaplar:
  • Kazan
  • Otoklav
  • Hava Tankı
  • Kompresör
  • Hidrofor
  • Genleşme tankı
  • Diğer basınçlı kaplar